RETİNA DAMAR TIKANIKLIKLARI: BELİRTİLER, RİSK FAKTÖRLERİ VE TEDAVİ
Retina, gözünüzün mercekten gelen ışığı alan ve bunu görsel veriye dönüştürmek için beyne biyoelektronik sinyaller olarak ileten kısmıdır. Gözü bir fotoğraf makinesine benzetiresek retina bu makinenin görüntüyü oluşturan film tabakasıdır. Retina, sağlıklı kalabilmek ve iyi çalışabilmek için sürekli kan akışına ihtiyaç duyar ve bu kan akışı en az beyin dokusu kadar fazladır. Beyinde olduğu gibi gözün ve dolayısıyla retinanın kan akışında bir kesinti veya tıkanıklık oluştuğunda görme ile ilgili çok ciddi sonuçlar meydana gelmektedir.
Bu bölümde retina damar tıkanıklığı belirtilerini ve sizi bu duruma daha yatkın hale getiren risk faktörlerini tartışacağız. İkinci bölümde ise retina damar tıkanıklığı geçirdikten sonra görüşünüzü korumanıza yardımcı olacak tedavilerin neler olduğunu ve hastalığın ilerleyişi ve sonuçlarını ele alacağız.
Retina damar tıkanıklığı nedir?
Retina damar tıkanıklıkları 2 ana başlıkta toplanabilir: Retina arter (atardamar) ve ven (toplardamar) tıkanıklıkları. Bu gruplar da kendi aralarında merkezi damarların tıkandığı ‘kök’ ve ‘dal’ tıkanıklıkları olarak sınıflanabilir. Retinadaki damarları diğer organlarımızda olduğu gibi bir ağaca benzetirsek, ağacın kök kısmında oluşacak bir hasar tüm ağacı etkilerken, dallarında oluşan hasar yanlızca o dalı ve ondan çıkan diğer dalları etkileyecektir.
Retina arterlerinde oluşan tıkanıklıklar retinadaki görme hücreleri için hayati önemi olan kan akışının tamamen kesilmesine neden olarak görme kaybına yol açarken, retina venlerindeki tıkanıklıklar doku içine kan veya sıvı sızması sonucu kanama ve ödem oluşturmakta ve bu durumun derecesine bağlı olarak kısmi görme kaybıyla sonuçlanmaktadır.
Birçok hastada tıkanıklık sadece bir damar veya arterde meydana gelmekte yani tek gözde görülmektedir. Ancak araştırmalar, bir gözde damar tıkanıklığı meydana geldikten sonra, diğer gözde de oluşma olasılığının arttığını göstermektedir.
Retina damar tıkanıklığına ne sebep olur?
Kan basıncında düzensizlik, daralmış kan damarları ve kan pıhtıları nedeniyle kısıtlanmış veya tıkanmış kan akımı olmak üzere çeşitli nedenler söz konusudur. Damar tıkanıklığının nedeni her zaman net olarak belirlenemese de, yüksek tansiyon gibi faktörler durumun oluşmasında rol oynayabilir. Esasen, retinanın besinleri ve kan akışı kesildiğinde hasar meydana gelecektir. Hasarın seviyesi, retinadan tam olarak ne kadarının kesildiğine ve kan damarlarından ne kadar sızıntı meydana geldiğine bağlıdır.
Retina damar tıkanıklığının belirtileri nelerdir?
Aşağıdaki belirtilerden biri ya da birkaçı ile hasta başvurabilir:
– Tek gözde bulanık görme
– Bir gözde tamamen görme kaybı
– Görüşünüzdeki karanlık gölge
– Işık hassasiyeti
Bu belirtilerin çoğu kademeli olarak ortaya çıkacak ve ilerledikçe kötüleşecektir. Damar tıkanıklığı sırasında bu belirtilerin hepsini aynı anda yaşamanız gerekmez. Bu nedenle görüşünüzde bu belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, mümkün olan en kısa sürede tıbbi yardım almanız çok önemlidir. Retina damar tıkanıklığını ne kadar erken tedavi ederseniz, görüşünüzü kurtarma şansınız o kadar artar.
Retina damar tıkanıklığı için risk faktörleri nelerdir?
Çeşitli faktörler retina damar tıkanıklığı geçirme olasılığınızı artırır. Yaş bu riski arttıran faktörlerden biridir. Ayrıca erkeklerdeki risk kadınlara göre daha yüksektir ve sigara içenlerde de içmeyenlere göre daha fazla görülür. Aşağıdaki durumlardan herhangi birinin varlığı da riski attırmaktadır:
– Diyabet (Şeker hastalığı)
– Glokom (Göz tansiyonu)
– Yüksek tansiyon (Hipertansiyon)
– Yüksek kolesterol
– Kan pıhtılaşma hastalıkları
– Kardiyovasküler (kalp damar sistemi) hastalıklar
Kan şekerinizi, tansiyonunuzu veya göz tansiyonunuzu etkileyen herhangi bir durum sizi retina damar tıkanıklığı geçirmeye daha yatkın hale getirebilir. Herkesin görüşünü ve görüşünde meydana gelen değişiklikleri takip etmesi gerekse de, yukarıdaki hastalıklardan herhangi birinin varlığında riskiniz çok daha yüksek olduğundan görüşünüzdeki değişikliklerin özellikle farkında olmalısınız.
Bu yazı, retina damar tıkanıklığı ile ilgili iki bölümlük blog yazısı serisinin birinci bölümüdür. Bir sonraki yazımızda, damar tıkanıklıklarının nasıl teşhis edilebileceğini, hangi tedavilerin mevcut olduğunu ve bu durumdan muzdarip kişilerde hastalığın nasıl seyrettiğini tartışacağız.