Göz Kapağı Düşüklüğü ve Tedavi Seçenekleri – Netgöz Cerrahi Tıp Merkezi
Caher Dudayev Bulvarı No:67 Yalı Mahallesi, Karşıyaka, İzmir

Göz Kapağı Düşüklüğü ve Tedavi Seçenekleri

Göz Kapağı Düşüklüğü ve Tedavi Seçenekleri

Tıptaki adı pitozis olan göz kapağı düşüklüğü her yaşta meydana gelebilen ancak ileri yaşta görülme sıklığı artan bir durumdur. Doğuştan veya sonradan gelişebilen göz kapağı düşüklüğü her ne kadar estetik bir sorun olarak düşünülse de, aslında görme sorunlarını beraberinde getirerek hastaların yaşam kalitesini düşürür.

Tek tarafta veya iki tarafta birden görülebilen göz kapağı düşüklüğü gerçek ve yalancı pitozis olarak ikiye ayrılmaktadır. Gerçek göz kapağı düşüklüğü cerrahi yöntemlerle kalıcı olarak tedavi edilebilmektedir.

Göz kapağı düşüklüğü nedir?

Göz kapağı düşüklüğü veya diğer adıyla pitozis, bir veya her iki göz kapağının birden normalden daha aşağıda bulunması durumudur. Genellikle göz kapağının göz bebeğini 1,5-2 mm’den daha fazla örtmesi, düşüklük olarak ifade edilebilir. 

Pitozis, göz kapağı düşüklüğünün seviyesine bağlı olarak görme problemlerine yol açabilir. Bazı kişilerde görmeyi engelleyebilir, göz yorgunluğuna neden olabilir; ekseriyetle çocuk hastalarda göz tembelliği gelişebilir.

Göz kapağı düşüklüğü estetik kaygılara da neden olmaktadır. Göz kapaği düşüklüğü göz kısılmasına yol açar. Bu nedenle de tek taraflı göz kapağı düşüklüğü kişinin yüzünde asimetrik bir görünüm oluşturur. Ayrıca kapak düşüklüğü kişiyi yorgun, yaşlı, halsiz veya mutsuz gösterebilmektedir.

Göz kapağı düşüklüğü iki temel grupta değerlendirilebilir: 

  • Gerçek göz kapağı düşüklüğü, göz kapağı kaslarında zayıflamaya bağlı olarak veya sinir sistemi bozuklukları nedeniyle meydana gelir. Bu durum doğuştan olabileceği gibi ileri yaşla birlikte de gelişebilir. Gerçek göz kapağı düşüklüğü görme alanını kısıtlayabilmektedir. Bu türdeki göz kapağı düşüklüğü sadece ameliyatla düzeltilebilmektedir.
  • Yalancı göz kapağı düşüklüğü ise genellikle cildin sarkması nedeniyle ortaya çıkar. Yalancı ptozis durumunda göz kapağı kaslarında herhangi bir sorun yoktur. Cilt ve dokulardaki sarkma ya da ağırlaşma gibi sorunlara bağlı olarak göz kapağı düşüklüğü meydana gelebilir. Yorgunluk, alerjiler ve yaşlanmaya bağlı cilt elastikiyetinin azalması yaygın nedenlerdir. Tedavi genellikle cerrahi olmayan yöntemlerle gerçekleştirilebilir.

Göz kapağı düşüklüğü belirtileri nelerdir?

Göz kapağı düşüklüğünün belirtileri, düşüklüğün seviyesine, türüne ve nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bununla birlikte en yaygın belirtiler şöyledir:

  • Göz kapağının aşağı doğru sarkması
  • Görme alanında kısıtlılık 
  • Kişide yorgun ve mutsuz bir ifade oluşması
  • Baş ağrısı veya göz yorgunluğu
  • Kişinin sık sık kaşlarını yukarı kaldırma ihtiyacı hissetmesi veya daha rahat görebilmek için başını arkaya doğru yatırması (bu tip hareketler uzun vadede bel ve omurga ağrılarına da yol açabilir)
  • Göz kuruluğu veya gözlerin aşırı yaşarması
  • Tek taraflı göz kapağı düşüklüğünde başkaları tarafından veya fotoğraflarda fark edilen asitmetrik görünüm

Göz kapağı düşüklüğü neden olur?

Göz kapağı düşüklüğünün birden fazla nedeni bulunmaktadır. 

  • Konjenital yani doğuştan pitozis anne karnındaki bebeğin göz kapağı kasının yeterince güçlü gelişememesinden kaynaklanmaktadır. Elastikiyeti yetersiz ve normalden kısa olan kas, göz kapağını kaldıramaz ve düşüklük meydana gelebilir. 
  • Sonradan gelişen göz kapağı düşüklüğünün en yaygın nedeni yaşlanmadır. İlerleyen yaş nedeniyle cildin ve kas dokularının elastikiyetini yitirmesi göz kapağının düşmesine yol açabilmektedir. 
  • Yaralanma (travma) geçici veya kalıcı göz kapağı düşüklüğüne neden olabilir.
  • Uzun süre boyunca kontakt lens kullananlarda da göz kapağı düşüklüğü görülebilmektedir.
  • Göz kapağı düşüklüğü çeşitli hastalıklarla da ilişkili olabilmektedir. Kas distrofisi, sinir felci, Myasthenia Gravis gibi kas ve sinir hastalıkları, tümörler, alerjiler, damar hastalıkları, göz hastalıkları bunlar arasında sayılabilir.
  • Alerji başta olmak üzere çeşitli nedenlerle gözleri sık sık ovuşturmak da zamanla göz kapağının düşmesine yol açabilmektedir.
  • Önceden gerçekleştirilen göz ameliyatları bazen göz kapağı düşüklüğüne neden olabilmektedir.
  • Bazı durumlarda  bot.toks işlemi sonrası geçici göz kapağı düşüklüğü izlenebilir. 

Göz kapağı düşüklüğü nasıl tedavi edilir?

Göz kapağı düşüklüğünün farklı tedavi yöntemleri vardır. Göz muayenesi ve gerekli tetkikler sonrası hastada göz kapağı düşüklüğüne yol açan nedenler ve düşüklüğün seviyesi belirlenir. Ardından hastaya uygun tedavi planlanır.  

Göz kapağı düşüklüğü eğer farklı bir hastalığa bağlı geliştiyse öncelikli olarak bu hastalıkların tedavisi gerçekleştirilmelidir.  

Yaralanma nedeniyle ortaya çıkan göz kapağı düşüklüğü eğer kas ve sinir hasarına yol açmamışsa kendinden düzelebilmektedir. Nadiren de olsa bot.toks sonrası oluşan göz kapağı düşüklüğü de geçicidir ve kendiliğinden düzelmektedir. 

Yalancı kapak düşüklüğünde bot.toks, dolgu, damla kullanımı gibi yöntemlerle tedavi gerçekleştirilebilir. Uzman eşliğinde yapılabilecek kas güçlendirme egzersizleri ise sınırlı etkiye sahiptir.

Kontakt lens kullanan kişilerde gelişen göz kapağı düşüklüğü eğer hafif seviyede ise lens kullanımına ara verilmesi problemin çözümünde etkili olabilir.

Gerçek göz kapağı düşüklüğü tanısı almış hastalarda ise ameliyat tek tedavi çözümüdür.

Cerrahi yöntemlerin başında blefaroplasti gelmektedir. Bu yöntem göz kapağı estetiği olarak da bilinir. Blefaroplasti göz kapağında düşüklük başta olmak üzere estetik sorunların düzeltilmesi için gerçekleştirilir. Sadece üst göz kapağı değil alt göz kapağını etkileyen problemlerde de bu yöntem kullanılmaktadır. Lokal anestezi ile gerçekleştirilen göz kapağı estetiği işleminde fazla deri, yağ ve kas alınarak sarkma problemi giderilir. 

Bir diğer yaygın göz kapağı ameliyatı yöntemi de levator kasına müdahaleyi içerir. Daha ciddi seviyedeki göz kapağı düşüklüğü vakalarında levator kasının güçlendirilmesi veya yeniden konumlandırılması cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. 

Levator cerrahisinden sonuç alamamış veya levator kasında ciddi zayıflık ve fonksiyon kaybı bulunan hastalara frontal askılama cerrahisi uygulanabilir. Genel anestezi kullanılan bu operasyon kapsamında alın bölgesine yapılan kesiden göz kapağını kaldıran kaslara erişilir. Ana kas grubu olan levator kası güçlendirilir veya yeniden konumlandırılır.

Ameliyat sonrası yara bölgesinin temiz tutulması, doktorun belirttiği şekilde gerekli pansumanın yapılması, bölgeye belli bir süre için su değmemesi gibi konulara dikkat edilmelidir. 

 

Diğer Bloglarımız
This site is registered on wpml.org as a development site. Switch to a production site key to remove this banner.