En Çok Görülen 5 Retinal Hastalık – Netgöz Cerrahi Tıp Merkezi
Caher Dudayev Bulvarı No:67 Yalı Mahallesi, Karşıyaka, İzmir

En Çok Görülen 5 Retinal Hastalık

En Çok Görülen 5 Retinal Hastalık

 

EN ÇOK GÖRÜLEN 5 RETİNAL HASTALIK

Retina tabakası, gözümüzün arkasında bulunan ve ışığı algılayan hücrelerin oluşturduğu zar şeklindeki dokudur. Retina tabakası gözümüze gelen ışığı ve görüntüleri beynimize aktarmaktan sorumludur. Sağlıklı bir retina tabakası olmadan, gözümüz doğal görme işlevini yerine getiremez. Hastalıklı bir retina tabakasına sahipseniz ince ayrıntıları okuyamaz, araç süremez veya göremezsiniz. Retina dokumuzda çeşitli nedenler ile meydana gelen deformasyonlar veya hastalıklar, görme işlevinin sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesini sağlamaktan sorumlu bu çok önemli yapıyı etkiler. Retina deformasyonları ve hastalıkları kalıcı körlük noktasına kadar görüşü etkileyebilir.

En sık görülen retinal deformasyonlar ve hastalıklar arasında gözde uçuşan cisimler görmek, sarı nokta hastalığı (yaşa bağlı makula dejenerasyonu), diyabetik retinopati, retina dekolmanı ve tavuk karası – gece körlüğü (retinitis pigmentosa) bulunur. Retina tabakasında meydana gelebilecek başka rahatsızlıkları da vardır, ancak bu rahatsızlıklar nadiren görülmektedir.

1 – GÖZDE UÇUŞAN CİSİMLER GÖRMEK


Eğer görüşünüzde uçuşan cisimler, ufak yada büyük boyutlu lekeler, bir anda belirip kaybolan iplik gibi nesneler fark ederseniz, bu durum genellikle retina rahatsızlıkları ile ilgilidir. Gözde uçuşan cisimler yada lekeler görmek yaşa bağlı olabilir, ancak ciddi miyop görüş kusurlarında da gözde uçuşan cisimler yada lekeler görmek mümkündür. Gözün iç tabakasını oluşturan jöle şeklindeki saydam sıvı madde daha akışkan, daha sıvı bir hale gelebilir ve bu durumda göz içinde küçük kümeler oluşabilir. Bu küçük kümeler retina tabakasına gölge düşürür. İşte bu durum görüşünüzde lekeler görmenize neden olabilir.
Bununla birlikte, gözde uçuşan cisimler görmek retina yırtıklarının sonucunda da olabilir, yırtılmış bir retinanın sonucu olabilir.

Eğer bu yırtıklar erken müdahale (retina yırtıklarında tek tedavi yöntemi cerrahi müdahaledir) ile tedavi edilmezse, retina dekolmanına neden olabilir. Retina yırtıklarının zaman içinde retina dekolmanına neden olmasının ana sebebi, retina tabakasının arkasında sıvı birikmesine neden olmasıdır. Bu durum retina tabakasının göz içi duvarlarından ayrılarak retina dekolmanına dönüşmesine neden olur.

 

2 – YAŞA BAĞLI MAKULA DEJENERASYONU (SARI NOKTA HASTALIĞI)

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu, görüşümüzün merkezinde görme kaybına neden olan ve genellikle yaşa bağlı olarak gelişen ciddi bir hastalıktır. Yaşa bağlı bir durum olan ve halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejenerasyonu genellikle 55 yaşın üzerindeki bireylerde görülmektedir. Türkiye genelinde yaklaşık 2 milyon insanın bu hastalıktan muzdarip olduğu düşünülmektedir. Yaş, Beslenme düzeni, sigara kullanımı, güneşin zararlı ışınlarından yeterince korunmamak ve genetik yatkınlık hastalığın gelişmesinde önemli olan faktörlerdir.

Görüşümüzün merkezindeki bulanıklık, düz çizgileri çarpık görme veya ince detaylara odaklanmada zorluk çekmek Makula Dejenerasyonu’nun (Sarı Nokta Hastalığı) başlıca belirtileri olarak sıralanabilir. Sarı nokta hastalığı zamanla ilerleyen bir hastalıktır ve hastalıklı bölgenin durumu kötüleştikçe kör noktalar gelişebilir. Sarı nokta hastalığı iki farklı tipte görülebilmektedir. Bunlar Kuru Tip Makula Dejenerasyonu ve Yaş Tip Makula Dejenerasyonu. Kuru tip makula dejenerasyonu dünyada genelinde %90 oranıyla en sık görülen türdür. Yaş tip makula dejenerasyonu %10 gibi nispeten daha az bir oranda görünmesine rağmen, kalıcı görüş kayıplarına neden olması ve çok hızlı ilerlemesi nedeniyle erken teşhisin önemli olduğu türüdür. Yaş tip makula dejenerasyonunda hastalık seyri genellikle şu şekilde gerçekleşir; ani görme kaybı, renkli görmenin ve renklerdeki ton farkının kontrast hassasiyetinin bozulması ve ilerleyen aşamalarda makula da oluşan yeni damarlarda meydana gelen kanamalar sonucu körlük. Yaş tip Makula Dejenerasyonu oldukça hızlı ilerler. Bu yüzden retina hastalıkları konusunda uzman bir hekim tarafından sıkı bir takip ve muayene hastalığın seyri ve tedavisi açısından önemlidir. Takip ve tedavi gerektiği gibi yapılamaz ise görme hızla kötüleşir. Tedavide kullanılan mikronütrisyon tekniği bu durumda yetersiz kalır.

Uzun yıllar boyunca tedavisi olmayan bu hastalık neyse ki günümüzde tedavi edilebilmektedir. Hastalığın gelişimini engellemede, sağlıksız kan damarlarının gelişimini durdurmada antioksidan gıda takviyeleri kullanılabilmekte. Makula da bulunan damarların aşırı hızlı bir şekilde büyümeleri lazer uygulamaları ile giderilmekte. Lazer tedavisi hastalığın ilerlemesini yavaşlatmakta ancak kaybolan görüşü geri getirememektedir. Bu nedenle günümüzde lazer ile sarı nokta tedavisi çok tercih edilen bir tedavi yöntemi değildir. Yaş tip sarı nokta hastalığında göz içi enjeksiyon yöntemi günümüzde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Kuru tip sarı nokta hastalığında enjeksiyon tedavisi uygulanmamakta, bunun yerine hastalığının ilerlemesini durdurmak amacıyla bu makulayı besleyecek ve kendini onarmasını sağlayacak beslenme programı ve besin destekleri kullanılır. Ayrıca Sarı Nokta Hastalığı cerrahi müdahale ile de tedavi edilebilmektedir.

 

3 – DİYABETİK RETİNOPATİ (ŞEKERİN GÖZE VURMASI)

Diyabet hastaları retina hasarı ve hastalıkları açısından daha duyarlıdırlar. Günümüzün en önemli halk sağlığı sorunlarının başında gelen diyabet maalesef ülkemizde çok sayıda insanda var ve bu hastaların gözleri diyabetin bedellerinden kendi paylarına düşeni ödüyorlar. Diyabetik retinopati (Şekerin Göze Vurması) Hastalığın ilerlemesiyle birlikte belirtiler başlıca şu şekilde gözlemlenir. Bunlar bulanık görme, çift görme, görüşteki karanlık noktalar, en az bir gözde oluşan basınç veya ağrı, periferik görme sorunu, yanıp sönen ışıklar veya ışıklardaki harelenmeler, gece görüşünde zayıflama, uçuşan cisimler görmedir.

Diyabetik retinopati(Şekerin Gözer Vurması) iki tiptir. Hastalığın Erken Evre diyabetik retinopati (nonpoliferatif) ve İleri Evre diyabetik retinopati (poliferatif) olarak iki türü vardır. Genellikle erken evre diyabetik retinopatide (nonpoliferatif) hastaların herhangi bir şikayeti olmayabilir. Doktorlar olarak sıklıkla gözlemlediğimiz şekliyle bu hastalık sinsi ve ağır bir seyirle ilerlemekte, ciddi belirtiler vermemektedir. Diyabetik retinopati hızlı seyreden bir hastalık olmadığından dolayı kişinin günlük yaşantısı ilerleyen zamanla birlikte etkilenmeye başlayacaktır.

Diyabetik retinopati teşhisi için uzman bir göz hekimi tarafından detaylı retina ve göz muayenesi yapılmalıdır. Göz bebeklerinin özel damlalar ile büyütülmesi sonrası retinanın ayrıntılı görüntülenmesi ve teşhis için gerekli ölçümlerin yapılmasıyla hastalığın kesin tanısı konulabilir. Ayrıntılı bir retina taramasında göz tansiyonunun ölçülür, gerek duyulması halinde retina tabakasının ayrıntılı damar yapısının görüntülenmesi amacıyla fluoresein anjiografisinin çekilir, makula tabakasının yapısını görüntüleme için Optic coherence tomography çekilir.

Hafif veya orta derecede proliferatif ileri evre de olmayan diyabetik retinopati de, hemen bir tedaviye ihtiyaç olmayabilir. Diyabetik retinopati teşhisi koyulduktan sonra göz kontrolleri kesinlikle aksatılmamalıdır. Uzman bir göz hekimi tarafından yapılacak göz muayeneleri ne zaman tedaviye ihtiyacınız olabileceğini belirlemede çok önemlidir. Erken evre diyabetik retinopati de kan şekerini kontrol altında tutmak genellikle ilerlemeyi yavaşlatabilir.

Eğer gözünüzde ileri evre diyabetik retinopati (Proliferatif) veya maküler ödem gözlemlenirse, derhal uzman göz hekimi tarafından uygulanacak cerrahi tedaviye ihtiyacınız olacaktır. Retinanızla yapınıza ve hastalığınızın durumuna bağlı olarak, tedavi seçenekleri şunlar olabilir.

– Fotokoagülasyon (Photocoagulation) : Fokal lazer tedavisi olarak da bilinen bu lazer tedavisi, gözdeki kan ve sıvı sızıntısını durdurmak veya yavaşlatmak için uygulanır. Cerrahi uygulama sırasında, anormal kan damarlarında ki sızıntılar lazer ile yakılarak tedavi edilir. Bu tedavi görüşünüzü normal seviyesine getirmeyebilir, ancak maküler ödemin daha da kötüleşme olasılığını azaltır.

– Panretinal fotokoagülasyon (Panretinal photocoagulation) : Saçılma lazer tedavisi olarak bilinen bu lazer tedavisinde, sorun gözlemlenen anormal durum da ki kan damarları küçültülebilir. Bu uygulama sırasında retinanın maküladan uzak bölgelere dağınık ve homojen bir şekilde lazer yanıkları uygulanır. Bu yanıklar sorunlu, anormal kan damarlarının küçülmesine ve skarlaşmasına neden olur. Uygulama sonrası hastalarda periferik görme (Geniş açılı çevresel görüş) veya gece görüşünüzde kayıplar olabilir.

– Vitrektomi : Bu cerrahi uygulamada, göz sıvısının bulunduğu (vitröz) alanı ve retina üzerinde özel aletler yardımı ile çok küçük bir kesiden göz içine girilerek uygulanır. Lokal veya genel anestezi kullanılarak uygulanan bu cerrahi operasyon tam donanımlı bir ameliyat merkezinde veya hastanede yapılmalıdır.

– Göz içi ilaç enjeksiyonu : Doktorunuz göz kürenizin içine ilaç enjekte etmeyi önerebilir. Enjeksiyonu yapılacak bu ilacın (Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) inhibitörleri) ana görevi, vücudun yeni kan damarları oluşturmak için gönderdiği büyüme sinyallerinin etkilerini engelleyerek yeni kan damarlarının büyümesini durdurmaya yardımcı olmaktır. Hastalığın gelişimini durdurmada etkili bir tedavi yöntemidir.

Diyabetik retinopati hastalarının göz önünde bulundurması gereken bir durum vardır. Diyabet hastalığının glokom ve katarakt riskinde artış neden olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.

 

4 – RETİNA DEKOLMANI (RETİNA AYRILMASI)

Retina dekolmanı, arkasında bulunan ve görme işlevinin yerine getirilmesini sağlayan hücrelerin bulunduğu tabakanın göz küresinin iç duvarından ayrılması durumudur. Retina dekolmanı, bu tabakanın ne kadar bir kısmının ayrıldığına bağlı olarak kısmi veya tam görme kaybına neden olur. Retina ayrılmasında, tabakayı oluşturan hücreler ciddi şekilde oksijenden yoksun kalırlar. Retina dekolmanı çok hızlı müdahale edilmesi gereken ve tek müdahale şekli cerrahi uygulama olan acil bir durumdur. Görmenizde kısmi yada tam, aniden gelişen görme kaybı, görüşünüzde değişiklikler varsa vakit kaybetmeden hemen retina cerrahileri konusunda uzman bir göz hekimine başvurun.

Retina dekolmanı ivedilikle müdahale edilip, tedavi edilmezse veya ciddiye alınmayıp tedavi ertelenirse kalıcı görme kayıplarına neden olur. Retina dekolmanı olma riskini artıran bazı faktörler vardır. İleri derecede yakın görüş bozukluğu, genetik yatkınlık, daha önce geçirilmiş katarakt ameliyatı, gözde yaralanma ve göze alınan şiddetli darbeler retina dekolmanı olma riskini artıran faktörler olarak sıralanabilir.

Gözde flaş çakmaları, göz önünde uçuşan cisimler görmek erken dönem retina dekolmanı varlığına işaret edebilir. Bu gibi belirtiler ile karşılaşırsanız olabildiğince hızlı bir şekilde doktorunuza danışmanızda fayda var. Retina dekolmanının diğer belirtiler arasında görmenin azalması veya görüş alanında oluşan gri bir perde görmek yer alır.

Genellikle gözlemlenen 3 tip retina dekolmanı türü vardır

– Retina Yırtıklarına Bağlı Retina Dekolmanı : Retinanızda bir yırtık yada delik var ise, bu durum göz içi sıvısının bu açıklıktan sızmasına ve retinanın arkasına geçmesine neden olur. Retina tabakası ile göz duvarı arasına sızan bu sıvı, retinayı besleyen ve oksijen sağlamaktan sorumlu retina pigment epitelinden ayırır. Bu tür retina dekolmanı, en sık gözlemlenen retina dekolmanı türüdür.

– Traksiyonel retina dekolmanı : Traksiyonel retina dekolmanı, retinanın yüzeyindeki tabakanın büzülüp retinanın gözün arkasından çekilmesiyle meydana gelen dekolman türüdür. Bu tür, genellikle diyabet hastalarını etkileyen daha az yaygın bir dekolman türüdür. Kontrol altında tutulmayan ve hasta tarafından ciddiye alınmayan diyabet, retinal vasküler sistem ile ilgili sorunlara yol açabilir. Kan dolaşımı ile ilgili meydana gelen bu hasar daha sonra gözünüzde retina dekolmanına neden olabilecek skar dokusu birikmesine yol açabilir.

– Eksüdatif retina dekolmanı : Bu tür retina dekolmanında genellikle retina sıvısı nedeniyele kopma yoktur. Bazı nadir görülen retina hastalıkları bu tip retina dekolmanlarına neden olabilir
1 – Retinanın arkasında meydana gelen ve sıvı birikmesine neden olan inflamatuar bir bozukluklar
2 – Retina arkasında oluşacak kanserler.
3 – Kan damarlarında, retinanın arka kısmında biriken proteinleri sızdıracak şekilde anormal gelişime neden olan Coats hastalığı(idiopatik retina telenjiektazisi).

 

5 – RETİNİTİS PİGMENTOSA (GECE KÖRLÜĞÜ – TAVUK KARASI)

Retinitis pigmentosa halk arasında iki isimle bilinen bir hastalıktır. Genellikle kullanılan adıyla “Gece Körlüğü” yada bir başka yaygın ismiyle “Tavuk Karası” hastalığı Retinitis Pigmentosa hastalığını tanımlar. Biz yazının bundan sonraki kısımlarında hastalığı gece körlüğü olarak adlandıracağız. Gece körlüğü genellikle kalıtsal geçişli olan göz hastalıkları arasında en sık karşılaşılan hastalıktır. Görme işlevini yerine getiren Gözümüzün iç kısmını kaplayan tabaka retina tabakasıdır. Retina tabakası göz küresine giren ışık ve görüntüleri beyne aktarmakla sorumlu görme hücreleri ile kaplıdır. Görme işlevini yerine getiren Bu hücrelerin bir türü olan ve “rod” adı verilen hücreler, karanlık ortamlarda, ışığın yetersiz olduğu mekanlarda, mekanı ve objeleri rahatça görmemizi, ayırt etmemizi, geceleri görmemizi sağlarlar. Gece körlüğü hastalığı, retinada bulunan bu özelleşmiş hücrelerinin dejenerasyonuna neden olabilecek genetik koşullar olarak tanımlamak doğru olur. Gece körlüğü genellikle çocukluk yaşları ve ergenlik çağında fark edilmektedir ancak Küçük yaşlarda fazla belirgin olmayadabilir. Bu durumda gece körlüğü yaş ilerledikçe daha belirgin bir sorun olarak ortaya çıkar.

Genellikle ailede hastalık sahibi bireyler varsa diğer aile fertlerinde de görülme olasılığı yüksektir. Süt ve süt ürünlerinin tüketiminin azlığı, yeteri miktarda A vitamini ve çinko elementinden zengin beslenme olmaması, uzun süreler ekran karşısında çalışmak, her tür ekranın yaydığı mavi ışık zararlarından korunmamak, sürekli yüksek ışığa, güneşe maruz kalmak, göz bakımı ve sağlığını ihmal etmek hastalığa neden olabilecek faktörlerdir. Katarakt, ileri derece miyopi, göz tansiyonu (glokom), diyabetik retinopati gibi göz hastalıkları da hastalığı tetikleyebilmektedir.

Gece körlüğü hastalığın seyrine bağlı olarak Maküla (sarı nokta) bölgesinde bulunan hücreler sağlam kaldığı müddetçe görme devam eder. Hücresel dejenerasyon Maküla bölgesini de etkilendikten sonra zamanla körlük ortaya çıkar. Bu süreç taki Hücrelerin ölümü durana kadar devam eder. Hastalığın tanısı için mutlaka uzman bir göz hekiminin ayrıntılı göz dibi muayenesi gereklidir. Göz doktoru göz dibi muayenesi ile hastalığı teşhis edebilir. Kesin tanı için ise ERG adı verilen Daha ileri bir test tekniği kullanılmaktadır.

Hastalıkta en erken belirtilerden biri gece görememedir. Gece araç kullanmada güçlük, hafif karanlıkta birle zor görme gibi belirtiler sıklıkla görülür. Bazı hastalarda merkezi görme kaybı veya renk körlüğü gözlemlenebilmektedir. Ne yazık ki günümüzde retinitis pigmentosanın genetik geçişli kalıtsal gece körlüğünün tedavisi yoktur. Ancak hücrelerde meydana gelen bu deformasyonları durdurmanın yolları mevcuttur. Uygulanacak beslenme diyetleri, hastalığa sebep olan diğer hastalıkların (Katarakt, ileri derece miyopi, göz tansiyonu (glokom), diyabetik retinopati gibi) kontrol altına alınması gibi tedaviler bunlara örnektir.
Hastalıktan korunmak adına yapılabilecekler aslında göz sağlığını düşünen tüm bireylerin uyması gereken kurallar olup oldukça basittirler. Sağlığımıza özen göstermek en temel korunma şeklidir. Hastalıktan korunmada sigara, puro, pipo gibi tütün ve tütün mamüllerinden uzak durmak, alkol kullanımını olabildiğince azaltmak ve sağlıklı yiyeceklerle beslenmek temeldir. Omega-3 yağ asitlerinden ve antioksidanlardan zengin yiyeceklerle beslenmek, alfa-lipoik asit, A ve C vitaminleri ile çinko açısından zengin beslenme çok önemlidir. Sadece gece körlüğü için değil genel göz sağlığımız için de tüm bu saydığımız besinler açısından zengin yiyecek ve içecekler tüketmek göz sağlığını korumada son derece önemlidir.

Görüşünüzde, görme alanınızda herhangi bir değişiklik veya olumsuz bir durum fark ederseniz, gözlerinizi mümkün olan en kısa sürede uzman bir göz hekimine kontrol ettirmeniz çok önemlidir. Görüşünüzde meydana gelebilecek bazı değişiklikler geçici olabilirken, bazıları görüşünüzde kalıcı hasarlara yol açabilecek daha ciddi durumların habercisi olabilir.

Sağlıklı bir hayat geçirmeniz dileğiyle.

 

Diğer Bloglarımız
This site is registered on wpml.org as a development site. Switch to a production site key to remove this banner.